![]() |
Soldaki Android tabanlı bir telefon, sağdaki ise iPhone |
iOS da, Android de işletim sistemi (operating system, kısaca OS) adı verilen yazılımlardır. PC ve laptoplarımızda kullandığımız Windows gibi. Bu aşamada söyleyelim; iOS adlı yazılım iPhone'ların işletim sistemidir, Android de Android tabanlı cep telefonlarının. Tabii sadece cep telefonu ile sınırlamamak lazım. Android ile iOS son zamanlarda popülerleşen tablet bilgisayarların da işletim sistemi haline gelmişlerdir.
Bilgisayar (cep telefonu da bir bilgisayardır) adı verilen aygıtlara salt donanım olarak bakıldığında son derece ham ve ilkel oldukları görülür. İşletim sistemleri bu aygıtları deyim yerindeyse adam ederler. İşletim sisteminin ne yaptığını çok kabaca anlatmak gerekirse, öncelikle donanım kaynaklarını teknik detaylarından soyutlayarak programlar tarafından kolay anlaşılabilir hale getirir. Örneğin sabit disk denilen şey aslında silindirlerden, izlerden ve onların içine manyetik olarak kodlanmış 0 ve 1'lerden ibarettir. İşletim sistemi ise diski dosyalar ve klasörler olarak anlaşılabilir şekilde soyutlar. Daha da ileri gider, silindirlerle alakası olmayan taşınabilir USB hafıza, CD gibi depolama aygıtlarını da klasör/dosya mantığına göre soyutlarlar.
İşletim sistemlerinin ikinci işlevi de, yazılım uygulamalarına (herkesin ağzındaki "aplikasyon" kelimesi) çalışabileceği ortam yaratmasıdır. Bununla bir programın ne zaman başlayacağını, bilgisayarın kaynaklarını nasıl kullanacağı gibi yönetimsel işlevleri kastediyoruz.
Sabırsızlanmayın, yavaş yavaş konumuza geliyoruz. Bir işletim sistemi geliştirmek kolay değildir. Geliştirmek derken salt geliştirme nisbeten kolaydır belki, ama tüm programlar kendisine dayandığı için hatasız olmalıdır (halbuki normal programlar bol bol hata içerebilirler, pratikte). Ayrıca varolan programların çalışması için onlarla uyumlu olmalıdır. Yaratılan yeni bir işletim sistemi ne kadar teknik olarak üstün olursa olsun, eğer varolan programları çalıştıramıyorsa hiçbir işe yaramaz.
Şimdi ezeli rekabetin ayrıntılarına girebiliriz. Herşey 1969 yılında AT&T şirketine ait Bell laboratuvarlarında geliştirilen Unix adlı işletim sistemiyle başladı. Sonucu baştan söyleyeyim: Hem iOS hem de Android de 43 sene önce yaratılmış bu işletim sistemi temeli üzerinden geliştirilmişlerdir.
![]() |
Ayakta duran sakallı Unix geliştiricilerinden Ken Thompson |
1980'lerde PC devrimi Microsoft firmasının geliştirdiği (aslında DOS'u bir Seattle firmasından 50 bin dolara satın almışlardır; sonra da IBM PC vasıtasıyla milyonlarca dolar kazanmışlardır. Neyse.., kapa parantez) DOS ve Windows işletim sistemleri ile tam gaz ilerlerken, Unix, her ne kadar akademikimsi bir ortamda ortaya çıkmışsa da, PC'den daha büyük bilgisayarların (bunlara ironik bir şekilde mini bilgisayar denir) ticari işletim sistemi olarak hayatını devam ettirdi. Ticari işletim sistemi derken, birçok firma kendi Unix'ini geliştiriyordu: IBM AIX, SCO Unix, Solaris, Xenix (bu ürün Microsoft'undur) ve benzerleri...
1980'lerin ortalarına doğru ticari Unix'lere uyuz olan Richard Stallman özgür yazılım hareketini başlattı. Daha önce Unix'lerde kullanılan en popüler metin editörü olan Emacs'i geliştirmiş olan bu çılgın programcının bu seferki amacı yeni ve özgür bir işletim sistemi geliştirmekti. Kurduğu hareketin adına GNU dedi, ki açılımı "Gnu's Not Unix" olan bir yinelemeli kısaltma (recursive acronym) idi.
![]() |
Richard Stallman kıl biridir ama endişeleri de zamanla hep doğru çıkar |
Aynı zamanlarda Berkeley'deki California Üniversitesi 1977'den beri Unix'in sahibi AT&T'den lisansladığı kendi BSD (Berkeley Software Distribution) adlı işletim sistemin geliştirmesini ve dağıtımını yapıyordu. AT&T lisans fiyatını 200 bin dolar civarına çıkarınca bir karar verildi: BSD'deki tüm AT&T kodu yeniden yazılarak çıkarılacak ve lisansa bağımlı olmayan bir işletim sistemi elde edilecekti.
Tüm bunlar yavaş yavaş pişerken, hiç beklenmeyen bir şekilde 1991 yılında Finlandiya'da Linus Torvalds adlı bir üniversitesi öğrencisi eve kapanıp Linux adıyla kendi işletim sistemini geliştirmeye başladı. Minix adında bir işletim sistemini temel alıyordu. Bu işletim sistemi Andrew Tanenbaum adlı ünlü bir hoca tarafından öğrencilere örnek olsun diye geliştirilmiş bir yazılımdı.
![]() |
Linus Torvalds |
İlk özgür Unix türevi için başlayan GNU idi, ama GNU önce işletim sisteminin yardımcı programlarını geliştirdi. Sonra 1990 yılında GNU Hurd adıyla işletim sistemine de başladı, ama çok idealist tasarlanan bu işletim sistemi halen tamamlanamamıştır! Diğer yandan BSD özgür olarak bitmek üzereyken 1991'de AT&T'nin açtığı dava ile karşılaştı. Bu dava 1995'de tatlıya bağlanana kadar geliştirme ister istemez durmasa bile tadını kaybetti. Böylece 1991'de başlayan Linux biraz da Linus'un tatlı sert karizmasıyla aradan sıyrılıp popülerleşti.
Peki bitememesine rağmen GNU'dan neden bu kadar bahsettik? Çünkü Linus akıllılık ederek işletim sisteminin sadece temelini (çekirdek) geliştirdi, diğer tüm yardımcı parçaları GNU'dan aynen aldı. Bu yüzden Stallman uzun süre "bu sistem GNU Linux diye isimlendirilmelidir" diye çemkirmiştir. Aslında haklıydı da, ama bu isim hiç tutmadı ve kullanılmadı.
BSD ticari prangalardan kurtulduktan sonra FreeBSD, NetBSD ve OpenBSD diye 3 tane özgür işletim sistemi ortaya çıktı. Teknik olarak daha üstün olduklarını iddia etmelerine rağmen Linux tarafından sollanmak bu işletim sistemlerinin geliştiricilerinin ağzında acı bir tad bıraktı. Bu da husumetin başlangıcı oldu.
![]() |
FreeBSD'nin simgesi Linux'un simgesini tepelerken |
Şimdi bambaşka bir yer ve zamana gidelim. Apple firması Macintosh serisinden bilgisayarlarıyla PC'lerin en büyük rakibiydi. Macintosh'lar 1984 yılından beri firma bünyesinde geliştirilmiş Mac OS adlı işletim sistemiyle çalışıyordu. 1994'de eskiyen işletim sistemini yenileme çalışmalarına başlandı. 1996'da bitirilemeyeceği anlaşılınca proje iptal edildi. Bu başarısızlıklar Apple CEO'su Gil Amelio'nun istifasına ve kurucu Steve Jobs'ın şirkete geri dönmesine yolaçtı. Jobs akıllı bir karar vererek yenilenmiş Mac OS X'in BSD'den temel alınarak geliştirilmesini sağladı. İlk Mac OS X 2001 yılında çıkabildi. Geç oldu güç oldu ama bu yıllarda iflasa çok yaklaşan Apple kurtuldu.
Bu aşamada bir inceliği söylemek lazım. Linux GPL adı verilen GNU tarafından yazılmış bir lisans ile lisanslanmıştır. Bu lisansa göre türeyen yazılımların da açık kaynaklı olması gerekir. Diğer yandan BSD işletim sistemleri aynı adı taşıyan BSD lisansı ile lisanslanmıştır. Bu lisans türeyen yazılımların açık kaynaklı olup olmadığını umursamaz. Apple böylece işletim sistemini BSD'den türetebilmiş ama kapalı kodunu koruyabilmiştir. Linux'u temel alsa bunu yapamayacaktı.
![]() |
Android robotunun içine Linux'un pengueni mi saklanmış ne? |
Seneler geçti ve cep telefonları müthiş bir buluş olarak yaygınlaştı. Nokia gibi dev firmalar kendi işletim sistemleriyle telefonlarını donatırken, 2003 yılında Android Inc. adlı bir firma kuruldu. Bu firma gizlice Linux tabanlı bir cep telefonu işletim sistemi geliştirmeye başlamıştı. Cep telefonu sahasında ihtirasları olan Google 2005 yılında bu firmayı satın aldı ve geliştirmeler Google bünyesinde devam etti. 2008'den itibaren Android tabanlı telefonlar da çıkmaya başladı.
Bu arada Apple 2007 yılında çıkardığı iPhone cep telefonları için Mac OS X tabanlı bir işletim sistemi geliştirdi. Bu işletim sistemi için ilk "iPhone runs on OS X", sonrasında da "iPhone OS" gibi parlak olmayan isimler verildi. En sonunda 2010 yılında IOS isminin sahibi Cisco'dan lisans hakkını alarak işletim sistemini iOS diye resmen isimlendirdi.
![]() |
Steve Jobs iOS'u tanıtırken |
Yazımızın sonuna doğru ancak iOS-Android karşılaştırmasına varabildik gibi gözükse de, karşılaştırmanın bence özü olan tarihçeyi sanırım anlatabilmişimdir. Bu tarihçenin günümüze bir yansıması da, Android işletim sistemi Linux tabanlı olduğu için kodunun açık kaynaklı olması ve her isteyen cep telefonu firmasının lisanslayarak kullanabilmesidir. iOS ise kimseye lisanslanmadığı için sadece Apple tarafından kullanılabilmektedir. Kodu da açık değildir.
Tüm bu gelişmeler neredeyse 20 sene önce gelişen BSD-Linux husumetinin dev firmalar Google ile Apple arasında devam ettiğini göstermektedir. Bu rekabet çok medyatik olmasa da, önemseyenler için halen canlıdır. Örneğin bu haberde Linux taraftarlarının senelerdir "BSD öldü" diye dalga geçmelerine rağmen Mac OS X sayesinde geliştirme platformu olarak BSD'nin ilk defa Linux'u solladığından bahsedilmektedir.